"Aile Şirketleri aile kontrolünde olmayan şirketlere nazaran farklı özelliklere sahiptir. İşin ve ailenin birbirini etkilediği bu şirketlerde, sürekliliğin devamı ve büyüme için aile ve şirket yönetişim sistemlerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır."
Yönetim Kurulu, ülkemizde olduğu gibi şirketin hâkim ortakların veya diğer hisse sahiplerinin ve paydaşların da haklarını da koruyacak şekilde şirketi idare ve temsil eden etkili ve yetkili bir kuruldur. Yönetim Kurulu, alacağı stratejik, taktiksel kararlarla, şirketin risk yapısını, büyüme ve gelişim stratejilerini en iyi şekilde, akılcı bir yönetim kararları ile şirketin uzun vadeli planlarını yaparak, gelecek konumlamasını da belirleyen bir kuruldur. Yönetim Kurulu, alacağı ve almış olduğu tüm kararların derinliğinde başta hissedarlarının olmak üzere, şirketin etki yapısında olan tüm kişilerin çıkarlarını korumalı ve olumlu şekilde gözetmelidir. Şirketin etkileyebilecek risklerin en minimuma, en aza indirgemelidir.
Yönetim Kurulu, şirketin stratejik kararlarını alır, hedeflerini belirler. Yönetim Kurulu, şirketten menfaat bekleyen pay sahiplerinin risklerini en aza indirgeyen risk yönetimi, bilgi yönetimi ve ilgili tüm süreçlere yönelik iç kontrol sistemlerinin oluşturulmasını sağlar, oluşturur. Kurumsal şirket yapısında, icra yönetimi ile kontrol mekanizmasının ayrışımını sağlar, işleyişini koordine eder, İcra fonksiyonunun denetimi için, iç kontrol sisteminin kurulmasını ve işleyişini sağlar.
Kurumsal Yapılanma süreci kapsamında, Yönetim Kurulu Başkanı ile İcra Kurulu Başkanının yetkileri net bir şekilde oluşturulmalı, ayrıştırılmalı, bu ayrışım yazılı hale getirilerek, uygulamaya alınmalıdır. Ayrıca, Yönetim Kurulu Başkanının ve İcra Kurulu Başkanının aynı kişi olması kararı şirket gerekliliği için söz konusu ise bu durum iyi analiz edilmeli, stratejik düşünce ve yönetişim analizi yapılmalıdır. Bu durum kesin bir şekilde gerekçeli olarak Ortaklar Genel Kurulunda bilgi verilmeli, gerekçeli detaylı olarak açıklanmalıdır.
Yönetim Kurulu şirket ile hissedarlar arasında ana denge unsurudur. Muhtemel menfaat, çıkar çatışmalarından dolayı ortaya çıkabilecek sorunların çözümlenmesinde dengeyi sağlar, çözümleme işlevini yerine getirir. Yönetim Kurullarının oluşum sürecinde; Şirketin İcra fonksiyonu görevi olan ve olmayan üyelerden oluşur. Yönetim Kurulundaki kişi şirketin günlük operasyonel faaliyetlerinde olmayan kişilerden oluşmalıdır. Yönetim Kurulu üyelerinin çoğunluğu İcrada olmayan kişilerden oluşur. Bu ayrışım Kurumsal Yapılanma sürecinde özenle uygulamaya alınmalıdır. Aile şirketlerinde, yönetim kurulu üyelerini belirlerken, şirketin değerliliğine, ihtiyacına, gelişim stratejilerine değer katacak yönetim ve yönetişim konularında gerekli niteliklere sahip bireylerden olması gerekmektedir.
Verimli farklılığı ortaya koyabilecek bir Yönetim Kurulu oluşumu için bir üye seçiminde duygusal olunmamalıdır. Kişilerin aileye bağlı olup olmadıklarına bakılmaksızın şirketin gelişimine katkı yapabilecek niteliklerdeki kişilerin seçimine odaklanılmalıdır. Ancak gerçek şudur ki; aile şirketlerinin büyük çoğunluğunda aile üyelerinden oluşan bir kurul özelliğine sahiptir. Kurumsal Yapılanma sürecinde Yönetim Kurulu, İcra Kurulu, Aile Meclisi, Aile Konseyi, Kurumsal Yönetim Komitesi ve diğer oluşumu sağlanacak üst kurulların oluşumunda şirketin niteliğine, yapısına, ölçeğine göre oluşturulmalıdır.
Kurumsal Yapılanma aşamasında şirketin dinamiklerine göre oluşum ve farklılaşma sağlanmalıdır. Yönetim Kurulunun verimliliği ve farklılaştırması takip edilmeli, ölçümleme, değerliliği yapılmalıdır.